Son birkaç yılda hayatımızda oldukça büyük bir yere sahip olan ve bu sahipliğini her geçen gün arttıran yapay zekâ, hayatımıza olan katkısının yanında pek çok insan tarafından da zararlı ve hatta asla kullanılmaması gereken bir teknoloji olarak görülmekte. Peki gerçekten de yapay zekâ zararlı mı?



Hepsinden önce yapay zekânın tanımından başlayarak olaya en baştan bakalım. Yapay zekâ veya İngilizce karşılığıyla artificial intelligence (AI); insan, hayvan gibi canlıların sahip olduğu doğal zekânın aksine makineler tarafından ortaya konan zekâ türüdür. Bu zekâ anlaşılacağı üzere yapay yani belirli etkenler sonucunda ortaya çıkmış bir üründür. Bunun en temel etkeni de kesin bir şekilde insan zekâsıdır. Yapay zekâ, insan bilgisi ve bildikleri dahilinde ve insan elinden yazılan kodlarla, algoritmalarla hayata geçirilmiş bir üründür. Bu da işin en temeline indiğimizde insanın yapamayacağı şeyleri yapması pek de mümkün değildir. Yapay zekâyı bir bilgisayar olarak görebiliriz.


 Şunu biliyoruz ki bilgisayarlar hafıza kapasiteleri kadar işlem yaparlar ve öğretilen bilgilerin dışına çıkamazlar. Aynı şekilde yapay zekâlar da kendilerine yüklenen veri setlerinin sundukları kadarlık bir bilgiye sahiptirler. Tabii ki veri setlerinin yanında insanlardan aldıkları tepkileri belirli algoritmalarla yorumlayıp size sunabilir. Bunun en güzel örneklerinden birisi de ChatGPT diye adlandırdığımız metin tabanlı yapay zekâ. ChatGPT, OpenAI şirketi tarafından kullanıcılara sunulan bir yapay zekâ. Bu yapay zekâ kendisine yüklenen veri setinin yanında insanlardan aldığı geri dönütleri de topluyor ve makine öğrenmesi yoluyla bizlere sanki gerçek bir insanla konuşuyoruz izlenimi veriyor. Aslında bazı durumlarda insandan daha zeki hissettirdiği bile oluyor. Peki nasıl yapabiliyor bunu? Konunun derininde karmaşık kodlar ve bir ton algoritma bulunmakta. Ancak yüzeysel baktığımızda iş oldukça basit. 





Gözünüzü boyayacak cümleler ve Google’dan farksız sadece istediğimize göre filtrelenmiş bilgiler. Google dediğimiz dipsiz çukurda istediğimizin haricinde istemeyeceğimiz kadar bilgi önümüze sunulmakta ve biz bunları seçerken zorlandığımız için ChatGPT ve benzeri metin tabanlı yapay zekâların bu konuda bir dâhi olduğunu düşünüyoruz. Kendi başına karar veremeyen ve sadece sizin verdiğiniz bilgiler dâhilinde size çıktı veren bir makineden çok da korkmamak gerek değil mi?


Bir de resim çizebilen veya ses üretebilen yapay zekâlar var elbette. Yapay zekâ dediğimiz kavram yine insanoğlunun hayâl gücüne kalmış olmakla beraber binlerce farklı alanda bizlere sunulabilir. Doğru algoritmalar ve kodlamalar ile yapamayacağınız yapay zekâ çeşidi neredeyse yok. Resim çizebilen yapay zekâlar ise yine sizin girdiğiniz metin veya görsel tabanlı içeriği algoritmasından geçirerek size bir çıktı sunmakta. Bu açıdan baktığınızda yine hiç zararı olmayan ve sadece size eğlenceli belki de işinize yarayacak bir içerik sunmaya çalışan makineler olarak karşımıza çıkmakta. Dall-E bu yapay zekâlara örnek olarak verilebilir. Bu yapay zekâmız ise kullanıcılardan aldığı yazılı metinleri görsellere çevirmekte ve size oldukça şaşırtıcı sonuçlar vermekte.




 Teknolojinin gelişmesiyle birlikte her geçen gün çok daha gerçekçi sonuçlar almanız mümkün. Denemek isterseniz Windows tarafından sunulan Microsoft Designer adlı uygulamasını kullanabilir ve keyifli vakitler geçirebilirsiniz. Bu verdiğim isimlerin dışında aynı işleri veya başka işlerinizi yapabileceğiniz pek çok yapay zekâ bulunmakta. GalileoAI, AdCreativeAI, Synthesia ve daha nicesini bu yapay zekâlardan sayabiliriz.
İnsanların çekingen davranması bir yana şirketler bu konuda tam tersini düşünmekte. Özellikle otomasyon dediğimiz zaman aklımıza son zamanlarda yerleşen oto pilot sistemi yapay zekâdan güç almaktadır. Bunun yanı sıra akıllı ev sistemlerinden robot süpürgelere kadar hepsi büyüklü küçüklü birer yapay zekâ ürünüdür. Bu yatırımlardan en önemlilerinden birisi de adından sıkça söz ettiğimiz ChatGPT’ye Microsoft tarafından yapılan yatırımdı.


Bu yatırımın amacı geleceğe bir yatırımın yanında kendi arama motorları olan Bing ve tarayıcıları olan Microsoft Edge’in kullanımını arttırmak ve bu sayede gelir elde etmekti. Microsoft Edge bildiğiniz üzere varsayılan arama motoru olarak Bing’i kullanmakta. Artık Bing de günümüzün en popüler yapay zekâ ürünlerinden birisi olan ChatGPT’den güç alacak ve kullanıcılara sanki bir insanla konuşuyor hissi vererek istenilen bilgileri sunacak. Bu atılım bizler için aslında oldukça güzel çünkü internetin o dipsiz çukurundan kurtulmamızı ve daha sağlıklı bilgilere daha açık, net bilgiye ulaşmamızı sağlayacak.




 Hatırlarsanız Microsoft’un adını birkaç satır önce Dall-E ile de anmıştık. Madem yapay zekâ insanlığa bu kadar zararı olacak bir şey, neden Microsoft bu kadar yatırım yapıyor ki?
İşte burada sorunun yapay zekâ olmadığını anlamamız gerekiyor. Yapay zekâ hiçbir insanın yerini tutabilecek kadar değerli bir varlık olarak görülmemeli. Yapay zekâ, doğal zekânın destekçisi konumundadır ve bizlere hayatımızda kolaylık sağlamak için vardır. İnsanlık dediğimiz kavram milyarlarca beyin, milyarlarca kalp demek. Bu da karşımıza milyarlarca farklı, her birisi kendine özel düşünce ve duyguyu karşımıza çıkartıyor. Yani insanlık arasında iyi ve kötü insanlar mevcut ve siz her ne kadar iyi amaçlarla kullansanız da yapay zekâ bazı insanların elinde kötü amaçlarla da kullanılabiliyor. 


Yapay zekâ sizin sorduğunuz soruya cevap vermek veya daha sade haliyle girdiğiniz girdiye bir çıktı vermek zorunda. Siz zararsız içeriklerden bir girdi oluşturursanız yapay zekâ da karşılığını o şekilde verecektir. Elbette ki yapay zekâyı kodlayan yazılımcılar zararlı içerikleri düşünüp onlara göre bir filtre oluşturmuşlar ancak insan dediğimiz varlık oldukça karmaşık olduğundan dolayı yine bir açık bulabilmekte. ChatGPT’yi sahte haberler yazmak için kullanan insanlar olabileceği gibi Dall-E’yi sahte görseller oluşturup şantaj amaçlı kullanan insanlar da olabilir. 


Mesela son zamanlarda en korkulan olaylardan birisi ses taklidi. Dediğimiz gibi teknoloji o kadar gelişti ki insan seslerinin değerlerini taklit ederek istediğiniz kişinin sesini çıkartmak mümkün. Bunu eğlenceli bir içerik oluşturmak için kullanan da olabilir zararlı bir içerik oluşturmak için kullanan da olabilir. Bu tamamen insanların yapay zekâya yaklaşımına bağlı bir durum.




Kısacası hayatımızın içinde oldukça büyük bir yeri olan yapay zekâlar aslında hayatımızı kolaylaştırmak ve en büyük rekabetimiz olan zaman kazanma konusunda yardımcı olmak için çalışan, insan eliyle yapılmış ve insan zekâsının ötesine gidemeyecek, gitse bile bunu biz söylemediğimiz sürece bize zarar vermek için kullanmayacak makinelerdir. Doğada yapay diye adlandırdığımız her şeyde insan elinin dokunuşları mevuttur ve bu konuda tüm sorumluluk yine insanlığa aittir. İnsanların öğrettiğinin ötesine gidemeyecek makineler bize bizim düşüncelerimiz dışında zarar veremez.


 Bu yüzden yapabileceğiniz en iyi şey gelişime açık olmak ve bu gelişime ayak uydurmak olacaktır. Hayatın tadını çıkartarak bu tarz yapay zekâları kullanarak eğlenceli içerikler oluşturabilirsiniz. Aileniz için güzel bir metin veya kız arkadaşınıza alacağınız hediye için bir fikir alabilirsiniz. Kararsız kaldığınız profil fotoğrafınızı yapay zekâ sayesinde harika bir manzara fotoğrafıyla değiştirebilir, gönlünüzden geçen o hep yapmak istediğiniz şarkınızı oluşturabilir ve hatta videolar oluşturup sosyal medyada paylaşım yapabilirsiniz. Yaratıcılığınızı iyi şeylere kullanıp hayatın tadını doya doya çıkarmanız dileğiyle.